اَلطِّحْلِبَةُ [eṯ-ṯiḩlibet] Kıla denir, şaʹar maʹnâsına; yukâlu: مَا عَلَيْهِ طِحْلِبَةٌ أَيْ شَعْرَةٌ
اَلطَّحْلَبَةُ [eṯ-ṯaḩlebet] (دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Suyun yüzü yosun tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَحْلَبَ الْمَاءُ إِذَا عَلاَهُ الطُّحْلُبُ Ve devenin tüyünü kırkmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَحْلَبَ اْلإِبِلَ إِذَا جَزَّهَا Ve katl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَحْلَبَ فُلاَنًا إِذَا قَتَلَهُ Ve yerin yüzü nebât ile yeşillenmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَحْلَبَتِ اْلأَرْضُ إِذَا اخْضَرَّتْ بِالنَّبَاتِ
اَلطَّحْلَبَةُ [eṯ-ṯaḩlebet] (ṯâ’nın fethiyle دَحْرَجَة [daḩrecet] vezni üzere) Su yosun tutmak; yukâlu: طَحْلَبَ الْمَاءُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı