اَلْإِسْتِحْلاَسُ [el-istiḩlâs] Deve ziyâdesiyle semirmekle hörgücünü bütün çul tarzında yağ bürüyüp kaplamak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَحْلَسَ السَّنَامُ إِذَا رَكِبَتْهُ رَوَادِفُ الشَّحْمِ Ve nebât pek olmakla yer yüzünü çul gibi bürümek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَحْلَسَ النَّبَاتُ إِذَا غَطَّى الْأَرْضَ بِكَثْرَتِهِ Ve bir adama korku müfârik olmamak vech üzere ʹârız olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَحْلَسَ فُلاَنًا اَلْخَوْفُ إِذَا لَمْ يُفَارِقْهُ Ve bir kimse suyu tarlasına ve bâgçesine sarf eylemeyip sâ΄ire satmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَحْلَسَ الْمَاءَ إِذَا بَاعَهُ وَلَمْ يَسْقِهِ
اَلْإِسْتِحْلَاسُ [el-istiḩlâs] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Ot yer yüzünü örtmek; yukâlu: إِسْتَحْلَسَ النَّبْتُ إِذَا غَطَّى الْأَرْضَ بِكَثْرَتِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı