el-ʹullâmet ~ اَلْعُلَّامَةُ

Kamus-ı Muhit - العلامة maddesi

اَلْعُلَّامَةُ [el-ʹullâmet] (رُمَّانَةٌ [rummânet] vezninde) Bu dahi vesîle-i istidlâl olan eser ve nişâna denir.

اَلْعَلَامَةُ [el-ʹallâmet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ve

اَلْأُعْلُومَةُ [el-uʹlûmet] (أُضْحُوكَةٌ [uḋḩûket] vezninde) Nişâne maʹnâsınadır; عَلَامَةٌ [ʹalâmet]in cemʹi عَلَامٌ [ʹalâm]dır, hâ’sız; yukâlu: بِهِ عَلَامَةُ الْخَيْرِ وَأُعْلُومَتُهُ أَيْ سِمَتُهُ Ve

عَلَامَةٌ [ʹalâmet] İki arz beyninde olan fasl ve sınıra denir. Ve yollarda nişân için mansûb olan mîl ve menâra denir ki semt ve maksad onunla maʹlûm olur.

اَلْعَلَّامَةُ [el-ʹallâmet] (شَدَّادَةٌ [şeddâdet] vezninde) ve

اَلْعَلَّامُ [el-ʹallâm] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) ve

اَلْعُلَّامُ [el-ʹullâm] (زُنَّارٌ [zunnâr] vezninde) ve

اَلتِّعْلِمَةُ [et-tiʹlimet] (زِبْرِجَةٌ [zibricet] vezninde) ve

اَلتِّعْلَامَةُ [et-tiʹlâmet] (tâ’nın kesriyle) Ziyâdesiyle ʹâlim ve dânâ adama denir; yukâlu: هُوَ عَلَّامَةٌ وَعَلَّامٌ وَعُلَّامٌ وَتِعْلِمَةٌ وَتِعْلَامَةٌ أَيْ عَالِمٌ جِدًّا Şârih der ki عَلَّامَةٌ [ʹallâmet]teki hâ΄ tevkîd-i mübâlaga içindir, gûyâ ki ʹilm ve dânişte dâhiye olduğunu irâdeye mebnîdir. İntehâ. Ve

عَلَّامَةٌ [ʹallâmet] ve

عَلَّامٌ [ʹallâm] ʹİlm-i nesebde mâhir adama denir; yukâlu: هُوَ عَلَّامَةٌ وَعَلَّامٌ أَيْ نَسَّابَةٌ

Vankulu Lugatı - العلامة maddesi

اَلْعَلَّامَةُ [el-ʹallâmet] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) Ziyâde ʹâlim olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ عَلَّامَةٌ أَيْ عَالِمٌ جِدًّا وَالْهَاءُ لِلْمُبَالَغَةِ كَأَنَّهُمْ يُرِيدُونَ بِهِ دَاهِيَةً Yaʹnî ʹilmde âfet-i rûzigâr maʹnâsın dilerler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı