el-ʹumy ~ اَلْعُمْيُ

Kamus-ı Muhit - العمي maddesi

اَلْعُمِّيُّ [el-ʹummiyy] (ʹayn’ın zammıyla قُمِّيٌّ [ḵummiyy] vezninde) عَامٌّ [ʹâmm] maʹnâsınadır; niteki قُصْرِيٌّ [ḵuṡriyy] خَاصٌّ [ḣâṡṡ] maʹnâsınadır; yukâlu: رَجُلٌ عُمِّيٌّ أَيْ عَامٌّ وَقُصْرِيٌّ أَيْ خَاصٌّ

اَلْأَعْمَى [el-aʹmâ] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) ve

اَلْعَمِي [el-ʹamî] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Basarsız kör adama ve basîretsiz yaʹnî kalb gözü kör adama denir ki murâd câhil ve nâdândır. أَعْمَى [aʹmâ] lafzının cemʹi عُمْيٌ [ʹumy] ve عُمْيَانٌ [ʹumyân] gelir ʹayn’ların zammı ve mîm’lerin sükûnuyla ve عُمَاةٌ [ʹumât] gelir, رُمَاةٌ [rumât] vezninde, bu gûyâ ki عَامِي kelimesinin cemʹidir. Mü΄ennesi عَمْيَاءُ [ʹamyâ΄]dır, حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde ve عَمِيَةٌ [ʹamiyet]tir, فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde ki عَمِي [ʹamî] mü΄ennesidir.

اَلْعَمْيُ [el-ʹamy] (ʹayn’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Akmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَمَى الْمَاءُ عَمْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَالَ Ve dalga hâr u hâşâki taşra atmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَمَى الْمَوْجُ إِذَا رَمَى بِالْقَذِرِ Ve deve esriyip ağzının köpüğünü tepesine doğru yâhûd nereye olursa olsun, atıp saçmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَمَى الْبَعِيرُ بِلُغَامِهِ إِذَا هَدَرَ فَرَمَى عَلَى هَامَتِهِ أَوْ أَيًّا كَانَ

Vankulu Lugatı - العمي maddesi

اَلْعُمْيُ [el-ʹumy] (ʹayn’ın zammı ve mîm’in sükûnuyla) Cemʹi, bî-basarlar maʹnâsına; yukâlu: قَوْمٌ عُمْيٌ

اَلْعَمِي [el-ʹamî] (ʹayn’ın fethi ve mîm’in kesri ve meddiyle) Câhil olup kûr-fehm olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ عَمِي الْقَلْبِ أَيْ جَاهِلٌ

اَلْعَمْيُ [el-ʹamy] (ʹayn’ın fethi ve mîm’in sükûnuyla) Mevc kefini ve hâr u hassı kenâra atmak; yukâlu: عَمَى الْمَوْجُ يَعْمِي عَمْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا رَمَى الْقَذَى وَالزَّبَدَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı