اَلْعَمَلَةُ [el-ʹamelet] (fetehâtla) عَامِلٌ [ʹâmil]in cemʹidir, elleriyle iş işleyen adamlara denir, renc-berler gibi; yukâlu: هُمْ عَمَلَةٌ أَيِ الْعَامِلُونَ بِأَيْدِيهِمْ
اَلْعَمِلَةُ [el-ʹamilet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) عَمَلٌ [ʹamel] maʹnâsınadır. Ve işlenen işe denir.
اَلْعَمْلَةُ [el-ʹamlet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Sirkat yâhûd hıyânet maʹnâsınadır; tekûlu: سَمِعْتُ بِهِ عَمْلَةً أَيْ سَرِقَةً أَوْ خِيَانَةً
اَلْعُمْلَةُ [el-ʹumlet] (ʹayn’ın zammıyla) ve
اَلْعُمَالَةُ [el-ʹumâlet] (ʹayn’ın harekât-ı selâsıyla) Bunlar da ücret-i ʹamele denir; yukâlu: أَعْطَى عِمْلَتَهُ وَعُمْلَتَهُ وَعُمَالَتَهُ أَيْ أَجْرَ عَمَلِهِ
اَلْعِمْلَةُ [el-ʹimlet] (ʹayn’ın kesriyle) Bu dahi işlenen işe denir. Ve binâ-i nevʹ olur, hey΄et-i ʹamel maʹnâsına ki ondan işleyiş ile taʹbîr olunur; yukâlu: إِنَّهُ لَحَسَنُ الْعِمْلَةِ أَيْ هَيْئَةِ الْعَمَلِ Ve bir adamın derûnunda meknûn olan hâssatan şerr ve fâsid vazʹ ve niyyete denir; yukâlu: هُوَ فَاسِدُ الْعِمْلَةِ وَهِيَ بَاطِنَةُ الرَّجُلِ فِي الشَّرِّ Ve ecîre ücreti mukâbilinde verilen ücrete denir ki işçilik taʹbîr olunur, ke-mâ se-yuzkeru.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı