اَلْعَنَدُ [el-ʹaned] (fethateynle) Cânib maʹnâsınadır; yukâlu: جَاءَ مِنْ عَنَدِهِ أَيْ مِنْ جَانِبِهِ
اَلْعَنِدُ [el-ʹanid] (ʹayn’ın fethi ve nûn’un kesriyle) Sağlı ve sollu dürtmek; yukâlu: طَعْنٌ عَنِدٌ إِذَا كَانَ يَمْنَةً وَيَسْرَةً
اَلْعُنَّدُ [el-ʹunned] (ʹayn’ın zammı ve nûn’un fethi ve teşdîdiyle) عَانِدٌ [ʹânid]in cemʹi, hakka muhâlefet edenler maʹnâsına.
اَلْعَنَدُ [el-ʹaned] (fethateynle) Cânib; yukâlu: يَمْشِي وَسَطًا لَا عَنَدًا
اَلْعُنُدُ [el-ʹunud] (zammeteynle) عَنُودٌ [ʹanûd]un cemʹi. Ve عَنِيدٌ [ʹanîd]in cemʹi, hakka muhâlefet eden kimseler maʹnâsına, mislu: رَغِيف [reġîf] ve رُغُف [ruġuf]. Ve رَغِيفٌ [reġîf] râ-i mühmele ve ġayn-ı muʹceme ile bir nevʹ ekmektir. Ve
عَنُودٌ [ʹanûd] Damarın kanı dinmemek; yukâlu: عَنِدَ الْعَرَقُ إِذَا سَالَ وَلَمْ يَرْقَأْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı