اَلْكَيَحُ [el-keyaḩ] (fethateynle) Gılzat ve huşûnet sâhibi olmak maʹnâsınadır.
اَلْكَيْحُ [el-keyḩ] (kâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kılıç darîbeye te΄sîr edip işlemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَا كَاحَ فِيهِ السَّيْفُ أَيْ مَا حَاكَ
اَلْكَاحُ [el-kâḩ] ve
اَلْكِيحُ [el-kîḩ] (ḵâf’ın kesriyle) Dağın arkaç yerine denir ki yöre taʹbîr olunur. Cemʹi أَكْيَاحٌ [ekyâḩ] ve كُيُوحٌ [kuyûḩ] gelir.
اَلْكِيحُ [el-kîḩ] (kâf-ı sânîde kesriyle) Dağın bir cânibine ve dağın arkasına derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı