el-Mucirr ~ اَلْمُجِرُّ

Kamus-ı Muhit - المجر maddesi

اَلْمُجِرُّ [el-Mucirr] (مُلِمٌّ [mulimm] vezninde) ʹAbdurraḩmân b. Surâḵa b. Mâlik b. Cuʹşum nâm kimsenin kılıcı ismidir.

اَلْمَجَرُّ [el-mecerr] (مَرَدٌّ [meredd] vezninde) Kârgîr binâlar sathında câ΄iz dedikleri ok taʹbîr olunan iri direğe denir ki ʹavârız yaʹnî kirişleme ve hâtıl taʹbîr olunan direkleri onun üzerine arkuru vazʹ ederler.

اَلْمَجَرُ [el-mecer] (fethateynle) Karın sudan dopdolu olmuş iken henüz kanmayıp teşne kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَجِرَ مِنَ الْمَاءِ مَجَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَمَلَّأَ بَطْنُهُ وَلَمْ يَرْوَ Ve koyunun yavrusu karnında pek büyüyüp irilinmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَجِرَتِ الشَّاةُ إِذَا عَظُمَ وَلَدُهَا فِي بَطْنِهَا

اَلْمَجْرُ [el-mecr] (mîm’in fethi ve cîm’in sükûnuyla) Deve ve koyun ve keçi kısmının batnlarında olan yavruya denir. Ve gebe nâkanın ve koyun ve keçinin batnlarında yavruyu iştirâ eylemeğe denir. Kezâlik nâkanın henüz karnında olan yavruya bedel bir deve iştirâ eylemeğe denir. Kâle’ş-şârih وَفِي الْحَدِيثِ أَنَّهُ عَلَيْهِ السَّلاَمُ ḣنَهَى عَنِ الْمَجْرِḢ أَيْ عَنْ بَيْعِ الْمَجْرِ وَهُوَ مَا فِي الْبُطُونِ كَنَهْيِهِ عَنْ بَيْعِ الْمَلاَقِيحِ وَكَانَ مِنْ بِيَاعَاتِ الْجَاهِلِيَّةِ Bu maʹnâlarda fethateynle مَجَرٌ [mecer] lügat-ı rediyye yâhûd lahn ve hatâdır. Ve

مَجْرٌ [mecr] Beyʹ ve şirâda olan fazla ve ribâ maʹnâsınadır. Ve ʹakl ve hûş maʹnâsınadır. Ve çok nesneye denir. Ve ʹasker-i ʹazîme denir. Ve kumar maʹnâsınadır. Ve henüz sünbülede olan galleyi der-enbâr olan galleye ve ağaçta olan tâze رُطَبٌ [ruṯab]ı hurmâya bedel beyʹ eylemeğe denir, محاقلة [muḩâḵalet] ve مُزَابَنَةٌ [muzâbenet] maʹnâsına. Ve susamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَجَرَ الرَّجُلُ مَجْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا عَطِشَ

Vankulu Lugatı - المجر maddesi

اَلْمَجَرُ [el-mecer] (fethateynle) İsmdir, koyun karnında veled büyük olmak maʹnâsında. Ve

مَجْرٌ [mecr] Susuzluk maʹnâsına da gelir, نَجْرٌ [necr] gibi, nitekim nûn mîm’e tebdîl olunmak şâyiʹdir; نَخَجْتُ الدَّلْوَ ile مَخَجْتُ الدَّلْوَ gibi ki نَخْجٌ [naḣc] ve مَخْجٌ [maḣc] bir maʹnâyadır ki o kuyu içinde kovayı titretmektir, dolsun diye.

اَلْمَجْرُ [el-mecr] (mîm’in fethi ve cîm’in sükûnuyla) Çok olan leşker, ʹasker-i ʹazîm maʹnâsına. Ve

مَجْرٌ [mecr] Bir nesne beyʹ olunmaktır, işbu nâkanın karnında olan veledine bedel. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّهُ نَهَى عَنِ الْمَجَرِ” Ve

مَجْرٌ [mecr] ʹAkla dahi derler; yukâlu: مَا لَهُ مَجْرٌ أَيْ عَقْلٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı