اَلْمُحَمَّرُ [el-muḩammer] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Bu dahi beygire denir.
اَلْمُحْمَرُّ [el-muḩmerr] (مُضْطَرٌّ [muḋṯarr] vezninde) Şol gebe nâkaya denir ki karnında yavrusu burulup pîçîde olmakla helâk olmayınca hurûc eylemeye; yukâlu: نَاقَةٌ مُحْمَرٌّ إِذَا صَارَتْ قَدِ الْتَوَى فِي بَطْنِهَا وَلَدُهَا فَلاَ يَخْرُجُ حَتَّى يَمُوتَ
اَلْمِحْمَرُ [el-miḩmer] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Debbâgların deri kazıyacak âletlerine denir, مِحْلَأُ [miḩle΄] maʹnâsına. Ve şol kimseye denir ki pek mümsik olmakla bir nesneyi verir ise de pek güçlük ile verir ola; yukâlu: هُوَ مِحْمَرٌ أَيِ الَّذِي لاَ يُعْطِي إِلاَّ عَلَى الْكَدِّ Ve le΄îm ve fürû-mâyeye denir, gerek insân ve gerek hayvân olsun yukâlu: رَجُلٌ وَفَرَسٌ مِحْمَرٌ أَيْ لَئِيمٌ يَعْنِي يُشْبِهُ الْحِمَارَ
اَلْمِحْمَرُ [el-miḩmer] (mîm’in kesri ve ḩâ’nın sükûnu ve mîm-i âhirin fethiyle) Semer atı, esb-i pâlânî maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı