el-mužhib ~ اَلْمُذْهِبُ

Kamus-ı Muhit - المذهب maddesi

اَلْمُذْهَبُ [el-mužheb] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) ve

اَلذَّهِيبُ [ež-žehîb] (غَرِيبٌ [ġarîb] vezninde) ve

اَلْمُذَهَّبُ [el-mužehheb] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Altın sürülmüş ve yaldızlanmış nesneye denir.

اَلْمُذْهَبُ [el-Mužheb] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) Kaʹbe-i muʹazzama’nın ismidir. Ve Ebrehe b. ʹUmeyr ve Ġanî b. Aʹṡur nâm kimselerin feresleri ismidir. Ve âbdest esnâsında vesvese ilkâ eden şeytânın ismidir. Ve bunda savâb olan hâ’nın kesriyle olmaktır, Cevherî vehmine mebnî fethle takyîd eylemiştir. Şârih der ki Ḵurṯubî ve muhaddisînden bir cemâʹat hâ’nın fethiyle cezm eylediler.

اَلذَّهَابُ [ež-žehâb] (صَوَابٌ [ṡavâb] vezninde) ve

اَلذُّهُوبُ [ež-žuhûb] (رُكُوبٌ [rukûb] vezninde) ve

اَلْمَذْهَبُ [el-mežheb] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) Yürüyüp gitmek, seyr maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin geçip gitmek, mürûr maʹnâsınadır; yukâlu: ذَهَبَ الرَّجُلُ ذَهَابًا وَذُهُوبًا وَمَذْهَبًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا سَارَ أَوْ مَرَّ Ve bâ ile taʹdiye olundukta gidermek ve iletmek maʹnâsına olur; yukâlu: ذَهَبَ بِهِ أَيْ أَزَالَهُ

Vankulu Lugatı - المذهب maddesi

اَلْمُذْهِبُ [el-mužhib] (mîm’in zammı ve hâ’nın kesriyle) Altın suyu süren kimse.

اَلْمُذْهَبُ [el-mužheb] (mîm’in zammı ve hâ’nın fethi ve tahfîfi ile) Her nesnedir ki altın suyu sürülmüş ola. Ve şol ata dahi derler ki onun kırmızı rengine sarılık gâlib ola. Ve eger gâyet kırmızı olup sarılık gâlib olmasa ona مُدْمَى [mudmâ] derler, mîm-i ûlânın zammı ve sâniyenin fethiyle.

اَلْمَذْهَبُ [el-mežheb] (mîm’in ve hâ’nın fethiyle) Tarîkat; yukâlu: ذَهَبَ فُلَانٌ مَذْهَبًا حَسَنًا Ve

مَذْهَبٌ [mežheb] Vesveseye dahi derler; ve minhu kavluhum: بِهِ مَذْهَبٌ يَعْنُونَ الْوَسْوَسَةَ فِي الْمَاءِ وَكَثْرَةُ اسْتِعْمَالِهِ فِي الْوُضُوءِ Yaʹnî kaçan ki مَذْهَبٌ [mežheb]i mutlak zikr edip بِهِ مَذْهَبٌ deseler vesvese murâd olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı