اَلْمَصُوعُ [el-meṡûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Tavşan gibi zehresiz, be-gâyet korkak adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مَصُوعٌ أَيْ فَرِقٌ مَنْخُوبُ الْفُؤَادِ
اَلْمُصُوعُ [el-muṡûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Nâkanın sütü çekilip tükenmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَعَ لَبَنُ النَّاقَةِ مُصُوعًا إِذَا وَلَّى Kezâlik berd ve sâ΄ir nesnenin hükmü ve eseri kalmayıp çekilmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَعَ الْبَرْدُ وَغَيْرُهُ إِذَا ذَهَبَ وَوَلَّى Ve seyr ve seyâhat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: مَصَعَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ
اَلْمُصُوعُ [el-muṡûʹ] (zammeteynle) Nâkanın sütü gitmek; yukâlu: مَصَعَ لَبَنُ النَّاقَةِ مُصُوعًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا وَلَّى
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı