el-ebaḋ ~ اَلْأَبَضُ

Kamus-ı Muhit - الأبض maddesi

اَلْأَبَضُ [el-ebaḋ] (fethateynle) Bu dahi uylukta نَسَا [nesâ] dedikleri damar büzülmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبِضَ النَّسَا أَبَضًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَقَبَّضَ

اَلْأُبْضُ [el-ubḋ] (hemzenin zammıyla) مَأْبِضٌ [me΄biḋ] maʹnâsınadır. Ve dehr ve zamâna denir. Cemʹi آبَاضٌ [âbâḋ] gelir.

اَلْأَبْضُ [el-ebḋ] (hemzenin fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Devenin ön elini yukarı kalkmak için bilekçesini büküp karacasına çekip bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَ الْبَعِيرَ أَبْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَدَّ رُسْغَ يَدِهِ إِلَى عَضُدِهِ حَتَّى تَرْتَفِعَ يَدُهُ عَنِ الْأَرْضِ Ve bir kimsenin yâ bir hayvânın ayağında إِبَاضٌ [ibâḋ] dediği damara vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَهُ إِذَا أَصَابَ عِرْقَ إِبَاضِهِ Şârih der ki عِرْقُ إِبَاضٍ [ʹirḵu ibâḋ], يَوْمُ الْأَحَدِ [yevmu’l-eḩad] kabîlindendir. İntehâ. Ve

أَبْضٌ [ebḋ] Kalçada نَسَا [nesâ] dedikleri damar büzülmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَ نَسَاهُ إِذَا تَقَبَّضَ Ve mevâşî ve devâbbı bağlamayıp müseyyeb kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَ الْمَاشِيَةَ إِذَا خَلاَهَا Ve sâkin olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَ الشَّيْءُ إِذَا سَكَنَ Ve hareket eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَبَضَ الشَّيْءُ إِذَا تَحَرَّكَ

Vankulu Lugatı - الأبض maddesi

اَلْأُبْضُ [el-ubḋ] (hemzenin zammı ve bâ’nın sükûnuyla) Zamân-ı tavîl, dehr maʹnâsına.

اَلْأَبْضُ [el-ebḋ] (hemzenin fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Devenin bileğin ipi ile koluna bağlamaktır, ayağı yerden yukarı kalksın diye. Ve uylukta olan نَسَا [nesâ] damarı münkabız olmağa dahi derler; yukâlu: أَبَضَ نَسَاهُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı