el-muferrec ~ اَلْمُفَرَّجُ

Kamus-ı Muhit - المفرج maddesi

اَلْمُفَرَّجُ [el-muferrec] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Tarağa ıtlâk olunur, مُشْطٌ [muşṯ] maʹnâsına. Ve dirseğiyle koltuğu aralığı küşâde ve meydânlı olan kimseye denir.

اَلْمُفْرِجُ [el-mufric] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Piliçli tavuğa denir; yukâlu: دَجَاجَةٌ مُفْرِجٌ أَيْ ذَاتُ فَرَارِيجَ Şol kimseye denir ki pek üstâd tîr-endâz iken sonra hünerine vehn ve tagayyür ʹârız olup tîr-endâzlığına halel gelmiş ola.

اَلْمُفْرَجُ [el-mufrec] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) Şol maktûle denir ki karyelerden yaʹnî şenlikten baʹîd olan hâlî sahrâda bulunmakla kâtili nâ-maʹlûm ola. Kezâlik şol kimseye denir ki İslâm’a gelip ve bir kimse ile müvâlât eylemeyip yaʹnî mevla’l-müvâlât ittihâz eylememiş ola; ve minhu’l-hadîsu: “اَلْعَقْلُ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عَامَّةً وَلاَ يُتْرَكُ فِي اْلإِسْلاَمِ مُفْرَجٌ” أَيْ إِذَا جَنَى كَانَ عَلَى بَيْتِ الْمَالِ لأَنَّهُ لاَ عَاقِلَةَ لَهُ Nihâye’nin beyânına göre hadîs-i merkûmda vâkiʹ مُفْرَجٌ cîm’le ve ḩâ-yı mühmele ile de mervîdir. Aṡmaʹî ḩâ-yı mühmele ile olmasına zâhibdir, niteki hâ΄ bâbında mü΄ellif dahi zikr eder. Ve Ebû ʹUbeyde iki rivâyeti dahi tashîh eylemiştir. el-Hâsıl şenlikten baʹîd sahrâda bulunan maktûlün ki kâtili maʹlûm değildir, demi heder ve bâtıl olmayıp beytü’l-mâlden lâzım gelir. Kezâlik İslâm’a gelip ve müvâlât ittihâz eylemeyen adamın ʹâkilesi olmamakla cinâyet eyledikte cinâyeti beytü’l-mâl üzere lâzım gelir.

Vankulu Lugatı - المفرج maddesi

اَلْمُفَرِّجُ [el-muferric] (mîm’in zammı ve râ’nın kesriyle) Yavrulu tavuk; yukâlu: دَجَاجَةٌ مُفَرِّجٌ أَيْ ذَاتُ فَرَارِيجَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı