الْمَـلْءُ [el-mel΄] (mîm’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve
الْمَـلْأَةُ [el-mel΄et] (hâ’yla) ve
الْمِـلْأَةُ [el-mil΄et] (mîm’in kesriyle) Doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَـلَأَ اْلإِنَاءَ مَلْئًا أَوْ مَـلْأَةً وَمِـلْأَةً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا جَعَلَهُ مَـلْآنَ Ve dolmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَلِئَ اْلإِنَاءُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve bir kimseye müzâheret ve muʹâvenet eylemek maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: مَـلَأَهُ عَلَى الْأَمْرِ إِذَا سَاعَدَهُ وَشَايَعَهُ أَيْ أَعَانَهُ وَقَوَّاهُ
الْمُلاَءَةُ [el-mulâ΄et] (mîm’in zammı ve elif’in meddiyle) ve
الْمُلاَءُ [el-mulâ΄] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
الْمُـلْأَةُ [el-mul΄et] (مُتْعَةٌ [mutʹat] vezninde) İmtilâ-ı mi΄deden nâşî hâdis olan zükâm ʹilletine denir.
اَلْمُلْأَةُ [el-mul΄et] (bi’z-zammi ve’s-sukûn ʹalâ vezni اَلْمُتْعَة [el-muṯʹat]) Dumağı olmak, زُكَامٌ [zukâm] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı