اَلْمِنْشَبُ [el-minşeb] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Kemter hurmâ koruğuna denir ki boğaza durur. Cemʹi مَنَاشِبُ [menâşib] gelir.
اَلْمُنَشَّبُ [el-muneşşeb] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şol alaca kumaşa ve perdeye denir ki onda نُشَّابٌ [nuşşâb] dedikleri ok sûretleri menkûş ola; yukâlu: بُرْدٌ مُنَشَّبٌ أَيْ مَوْشِيٌّ عَلَى صُورَةِ النُّشَّابِ
اَلْمَنْشَبُ [el-menşeb] (مَطْلَبٌ [maṯlab] vezninde) İsm-i mekândır, şol yere denir ki ona ilişip yâhûd kısılan bir vechile halâs olmaya. Ve bu emr-i kerîhe mahsûstur; yukâlu: نَشِبَ فُلاَنٌ مَنْشَبَ سَوْءٍ إِذَا وَقَعَ فِيمَا لاَ مَخْلَصَ عَنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı