اَلنَّوْرَةُ [en-nevret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve
اَلنُّوَّارُ [en-nuvvâr] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) نَوْرٌ [nevr] gibi bunlar da ağacın çiçeğine, ʹalâ-kavlin beyâz olanına denir, sarısına زَهْرٌ [zehr] denir.
اَلنَّوَارُ [en-nevâr] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Bu dahi mevkiʹ-i töhmetten perhîz-kâr olan hatuna denir. Şârih der ki نُورٌ [nûr] bunun cemʹidir, mü΄ellif teşvîş eylemiştir. Ve
نَوَارٌ [nevâr] Erkekten kaçınır olan dişi hayvâna denir. Cemʹi نُوُرٌ [nuvur] gelir nûn’un zammıyla; yukâlu: بَقَرَةٌ نَوَارٌ إِذَا صَارَتْ تَنْفِرُ مِنَ الْفَحْلِ ve yukâlu: فَرَسٌ وَدِيقٌ نَوَارٌ إِذَا اسْتَوْدَقَتْ وَهِيَ تُرِيدُ الْفَحْلَ وَفِي ذَلِكَ مِنْهَا ضَعْفٌ تَرْهَبُ صَوْلَةَ النَّاكِحِ Yaʹnî “Kısrak gerçi kösnük olup lâkin zaʹfı sebebiyle aygırın savletle hücûmundan havf eylese.”
اَلنُّوَّارُ [en-nuvvâr] (nûn’un zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) Ağacın çiçeğidir, نَوْرُ الشَّجَرِ [nevru’ş-şecer] maʹnâsına.
اَلنَّوْرُ [en-nevr] (nûn’un fethiyle ve vâv’ın sükûnuyla) ve
اَلنِّوَارُ [en-nivâr] (nûn’un kesriyle) Bir nesneden kaçmak; yukâlu: نُرْتُ مِنَ الشَّيْءِ أَنُورُ نَوْرًا وَنِوَارًا إِذَا تَنَفَّرْتَ عَنْهُ Ve kaçırmak maʹnâsına da gelir; tekûlu: نُرْتُ غَيْرِي إِذَا نَفَّرْتَهُ Ve
نَوْرٌ [nevr] Çiçeğe de derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı