en-nehiyy ~ اَلنَّهِيُّ

Kamus-ı Muhit - النهي maddesi

اَلنَّهِيُّ [en-nehiyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) ʹÂkıl adama denir; cemʹi أَنْهِيَاءٌ [enhiyâ΄] gelir.

اَلنَّهِي [en-nehî] (عَمِي [ʹamî] vezninde) Bu dahi pek ʹâkıl adama denir; cemʹi نَهُونَ [nehûn] gelir, عَمُونَ [ʹamûn] vezninde ki iʹlâl olunmuştur; yukâlu: هُوَ نَهِيٌّ مِنْ قَوْمٍ أَنْهِيَاءَ وَنَهٍ مِنْ نَهِينَ وَيُقَالُ نِهٍ بِالْكَسْرَ عَلَى الْإِتْبَاعِ أَيْ مُتَنَاهِي الْعَقْلِ [ve yukâlu:] هَذَا نَهْيُكَ مِنْ رَجُلٍ وَنَاهِيكَ مِنْ رَجُلٍ وَنَهَاكَ مِنْ رَجُلٍ Mecmûʹu حَسْبُكَ maʹnâsınadır; tekûlu: نَهْيُكَ مِنْ رَجُلٍ وَنَاهِيكَ مِنْهُ وَنَهَاكَ مِنْهُ أَيْ حَسْبُكَ Yaʹnî “Filân bir gâyettir ki sana her vechle kâfî ve vâfî olmakla seni sâ΄ire taleb ve mürâcaʹattan lisân-ı hâlle nehy ve menʹ eder.” Misâl-i evvel mübâlagaten vasf bi’l-masdardır. Şârih der ki misâl-i evvelde müfred ve cemʹ ve müzekker ve mü΄ennes müsâvîdir ve misâl-i sânî ki ism-i fâʹildir ve sâlis ki fiʹl-i mâzîdir onlar da mer΄îdir ve sânî hâliyyet üzere mansûbdur.

اَلنَّهْيُ [en-nehy] (nûn’un fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bir adamı bir nesneden menʹ ve yasak eylemek maʹnâsınadır ki emr mukâbilidir; yukâlu: نَهَاهُ عَنْهُ يَنْهَاهُ نَهْيًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ ضِدُّ أَمَرَهُ

اَلنِّهْيُ [en-nihy] (nûn’un kesri ve fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Su gölüne denir, غَدِيرٌ [ġadîr] maʹnâsına yâhûd göle şebîh yere denir ki onda su irkilir; cemʹi أَنْهِي [enhî] gelir hemzenin fethi ve hâ’nın kesriyle ve أَنْهَاءٌ [enhâ΄] gelir ve نُهِيٌّ [nuhiyy] gelir, صُلِيٌّ [ṡuliyy] vezninde ve نِهَاءٌ [nihâ΄] gelir, كِسَاءٌ [kisâ΄] vezninde.

Vankulu Lugatı - النهي maddesi

اَلنَّهْيُ [en-nehy] (nûn’un fethi ve hâ’nın sükûnuyla) أَمْرٌ [emr]in hilâfıdır; ve yukâlu: طَلَبَ الْحَاجَةَ حَتَّى نَهِيَ عَنْهَا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Yaʹnî “Ondan ferâgat etti, gerek hâcete zafer bulsun gerek bulmasın.” Ve

نَهْيٌ [nehy] Göle dahi derler غَدِيرٌ [ġadîr] maʹnâsına, ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve

نَهْيٌ [nehy] Kâfî maʹnâsına da gelir, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.

اَلنِّهْيُ [en-nihy] (nûn’un kesri ve hâ’nın sükûnuyla) Göl, gadîr maʹnâsına, ehl-i Necd lügati üzere. Ve gayrılar نَهْيٌ [nehy] derler, nûn’un fethiyle ʹalâ-mâ merre.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı