اَلنَّيِّحُ [en-neyyiḩ] (كَيِّسٌ [keyyis] vezninde) Pek ve şedîd kemiğe denir; yukâlu: عَظْمٌ نَيِّحٌ أَيْ شَدِيدٌ
اَلنَّيْحُ [en-neyḩ] (nûn’un fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Bedenin kemikleri tâze ve ratb iken pekişmek maʹnâsınadır, gerek sagîrin ve gerek kebîrin olsun; yukâlu: نَاحَ الْعَظْمُ يَنِيحُ نَيْحًا إِذَا اشْتَدَّ بَعْدَ الرُّطُوبَةِ مِنَ الْكَبِيرِ وَالصَّغِيرِ Ve
نَيْحٌ [neyḩ] ve
نَيَحَانٌ [neyeḩân] fetehatla) Ağacın tâze dalları beri öte temâyül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَاحَ الْغُصْنُ نَيْحًا وَنَيَحَانًا إِذَا تَمَايَلَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı