en-neyyiḵ ~ اَلنَّيِّقُ

Kamus-ı Muhit - النيق maddesi

اَلنَّيِّقُ [en-neyyiḵ] (كَيِّسٌ [keyyis] vezninde) Taʹâm ve libâs husûsunda takayyüd ve ihtimâm eden adama denir; yukâlu: رَجُلٌ نَيِّقٌ إِذَا كَانَ يَتَجَوَّدُ فِي مَطْعَمِهِ وَمَلْبَسِهِ

اَلْإِينَاقُ [el-înâḵ] (hemzenin kesriyle) ve

اَلنِّيقُ [en-nîḵ] Nûn’un kesriyle ki hilâf-ı kıyâs üzere ism-i masdardır, ifʹâlden masdar menzilinde oldu, bir nesne pek hoş ve nekre ve ʹacîb olmakla nâsı ʹacebe getirmek maʹnâsınadır; tekûlu: آنَقَنِي إِينَاقًا وَنِيقًا أَيْ أَعْجَبَنِي Ve Ezherî dedi ki أَنْوَقَ الرَّجُلُ derler, إِصْطَادَ الْأَنُوقَ maʹnâsına. Pes masdarı olan إِنْوَاقٌ [invâḵ] kartal sayd eylemek maʹnâsına olur. Lâkin bu terkîb ecvef olduğu sûrette müstakîm olur, yoksa mâdde-i mezbûreden sahîh olmaz. Ve kavluhum مَا آنَقَ فِي كَذَا أَيْ مَا أَشَدَّ طَلَبَهُ لَهُ Bu terkîb مَا آبَلَهُ ve مَا أَفْرَسَهُ terkîbleri gibi أَنُوقٌ mâddesinden fiʹl-i taʹaccüb olmak aglebdir, zîrâ أَنُوقٌ [enûḵ] kısmının şiddet-i talebi maʹrûftur. Ve müteʹaccebün minhu maʹlûm olduğundan yâhûd mü΄ellif îcâz için iktifâ eylemiştir, مَا آنَقَ فِي كَذَا زَيْدًا takdîrindedir. Siyâk ve sibâk-ı ʹibâreden ve tefsîr-i maʹnâdan dahi münfehim olan sîga-i taʹaccüb olmaktır, yoksa إِينَاقٌ [înâḵ] mâddesinden mâzî olmakta mülâyemet ve letâfet yoktur, hem tefsîr dahi mülâyim gelmez.

Vankulu Lugatı - النيق maddesi

اَلنِّيقُ [en-nîḵ] (nûn’un kesri ve meddiyle) Dağın en yüksek yeri.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı