el-hizr ~ اَلْهِزْرُ

Kamus-ı Muhit - الهزر maddesi

اَلْهِزْرُ [el-hizr] (hâ’nın kesriyle) Her mâddede magbûn olan ahmak ve bî-magz adama denir. Ve tünd ve şedîd kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ هِزْرٌ أَيْ مَغْبُونٌ أَحْمَقُ وَكَذَا شَدِيدٌ

اَلْهَزْرُ [el-hezr] (hâ’nın fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Bir adamın yâ bir hayvânın yanına ve sırtına pek pek vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَهُ بِالْعَصَا هَزْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ضَرَبَهُ بِهَا عَلَى جَنْبِهِ وَظَهْرِهِ شَدِيدًا Ve bir adamın vücûdunu pek çimdikleyip sıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَهُ إِذَا غَمَزَهُ غَمْزًا شَدِيدًا Ve sürüp kovmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَهُ إِذَا طَرَدَهُ وَنَفَاهُ فَهُوَ مَهْزُورٌ وَهَزِيرٌ Ve yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَ بِهِ الْأَرْضَ إِذَا صَرَعَهُ Ve çok vergi vermek maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَ لَهُ إِذَا أَكْثَرَ لَهُ مِنَ الْعَطَاءِ Ve gülmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَ الرَّجُلُ إِذَا ضَحِكَ Ve bir işte çabuk deprenmek maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْرَعَ فِي الْحَاجَةِ Ve bir nesneyi kaht ve galâ hengâmı gibi tasarruf ederek pahalı satmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَزَرَ الرَّجُلُ إِذَا أَغْلَى فِي الْبَيْعِ وَتَقَحَّمَ فِيهِ

Vankulu Lugatı - الهزر maddesi

اَلْهَزْرُ [el-hezr] (hâ’nın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) ʹAsâyla vurmak; yukâlu: هَزَرَهُ بِالْعَصَا هَزَرَاتٍ أَيْ ضَرَبَهُ Ve bir nesneyi sıkıp çimdiklemeğe dahi derler. Ve

هَزْرٌ [Hezr] Bir kabîlenin dahi ismidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı