اَلْوَثَمُ [el-vešamp;em] (fethateynle) Azlık, kıllet maʹnâsınadır; yukâlu: وَثِمَتْ أَرْضُنَا وَثَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا قَلَّ نَبَاتُهَا ve yukâlu fi’t-taʹaccubi: مَا أَوْثَمَهَا أَيْ مَا أَقَلَّ رِعْيُهَا
اَلْوَثْمُ [el-vešamp;m] (vâv’ın ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Bir nesneyi tuz gibi dövüp ufatmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَهُ وَثْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَرَهُ وَدَقَّهُ Ve at tırnağıyla yeri vurup sökmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَ الْفَرَسُ الْأَرْضَ إِذَا رَجَمَهَا بِحَوَافِرِهِ Ve
وَثْمٌ [vešamp;m] ve
وِثَامٌ [višamp;âm] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Ayağı taş kesip kanatmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَثَمَتِ الْحِجَارَةُ رِجْلَهُ وَثْمًا وَوِثَامًا إِذَا أَدْمَتْهَا Ve
وَثِيمَةٌ [vešamp;îmet] Biriktirmek maʹnâsınadır; tekûlu: ثِمْ لِلْوَثِيمَةِ بِالْأَمْرِ أَيِ اجْمَعْ لَهَا
اَلْوَثْمُ [el-vešamp;m] (vâv’ın fethi ve šamp;â΄-i müsellesenin sükûnuyla) Bir nesneyi döğmek ve ufatmak, دَقٌّ [daḵḵ] ve كَسْرٌ [kesr] maʹnâsına. Ve
وَثْمٌ [vešamp;m] Seğirtmeğe dahi derler; yukâlu: وَثَمَ يَثِمُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَدَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı