el-vecem ~ اَلْوَجَمُ

Kamus-ı Muhit - الوجم maddesi

اَلْوَجَمُ [el-vecem] (fethateynle) Bahîl ve nâkese denir; yukâlu: رَجُلٌ وَجَمٌ أَيْ بَخِيلٌ Ve le΄îm ve fürû-mâye olarak hafîfü’l-cism adama denir; yukâlu: رَجُلٌ وَجَمٌ أَيِ الْخَفِيفُ الْجِسْمِ اللَّئِيمُ

اَلْوَجِمُ [el-vecim] (cîm’le كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْوَاجِمُ [el-vâcim] (صَاحِبٌ [ṡâḩib] vezninde) Şiddet-i hüzn ü gamdan çehresi münkabız olup başını yere dikip hamûş ve epsem duran adama denir; tekûlu: رَأَيْتُهُ وَهُوَ وَجِمٌ وَوَاجِمٌ أَيْ عَبُوسٌ مُطْرِقٌ لِشِدَّةِ الْحُزْنِ

اَلْوَجْمُ [el-vecm] (رَجْمٌ [recm] vezninde) ve

اَلْوُجُومُ [el-vucûm] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Gayz ve infiʹâlden nâşî sükût edip durmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَجَمَ الرَّجُلُ وَجْمًا وَوُجُومًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا سَكَتَ عَلَى غَيْظٍ Ve bir nesneden hoşlanmayıp iğrenmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَجَمَ الشَّيْءَ إِذَا كَرِهَهُ Ve bir adamın göğsüne vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَجَمَ فُلَانًا إِذَا لَكَزَهُ Ve

وَجْمٌ [vecm] Çolpa ve kemter adama denir; yukâlu: رَجُلٌ وَجْمٌ أَيْ رَدِيءٌ Ve yukâlu: هُوَ وَجْمُ سُوءٍ أَيْ رَجُلُ سُوءٍ Yaʹnî “Yaramaz ve bed-kâr ve bed-kirdâr kimsedir.” Ve

وَجَمٌ [vecem] (fethateynle) Câ-be-câ tepeler üzere taşlardan yığılmış oyuğa enir ki yol bilmek için yapılan oyuklardan aglaz ve atvel olur ve bunlar ʹÂd kavminden kalmıştır; cemʹi أَوْجَامٌ [evcâm]dır. Baʹzılar dedi ki أَوْجَامٌ [evcâm] şol binâlara denir ki sahrâlarda onlar ile cihet ve cânib idrâk ve istidlâl olunur. Ve

وَجَمٌ [vecem] Havftan nâşî sükût eylemek maʹnâsına olur; tekûlu: لَمْ أَجِمْ عَنْهُ أَيْ لَمْ أَسْكُتْ عَنْهُ فَزَعًا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı