Şuʹb ~ شُعْبٌ

Kamus-ı Muhit - شعب maddesi

شُعْبٌ [Şuʹb] (قُفْلٌ [ḵufl] vezninde) Beyne’l-Ḩaremeyn bir dere adıdır.

اَلشِّعْبُ [eş-şiʹb] (şîn’in kesriyle) Dağ yoluna denir; yukâlu: أَخَذَ شِعْبَ الْجَبَلِ أَيْ طَرِيقَ الْجَبَلِ Ve batn-ı arzda olan su yoluna denir; ʹalâ-kavlin iki dağ aralığında olan açık yere denir ki iki dağın arası olacaktır. Ve deveye mahsûs bir nevʹ dâg ve damga ismidir. Ve

شِعْبٌ [şiʹb] Bir mevziʹ adıdır.

شَعْبٌ [şaʹb] Bir nesneyi ıslâh eylemek maʹnâsınadır, sınık ve çatlak zarfları kenâd eylemek gibi; yukâlu: شَعَبَهُ أَيْ أَصْلَحَهُ Ve fâsid ve tebâh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَعَبَهُ أَيْ أَفْسَدَهُ Ve yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَعَبَهُ إِذَا صَدَعَهُ Ve dağılmak ve birbirinden ayrılmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَعَبَ الشَّيْءُ إِذَا تَفَرَّقَ Ve

شَعْبٌ [şaʹb] Kabîle-i ʹazîmeye denir. Ve dağa denir, جَبَلٌ [cebel] maʹnâsına. Ve baş kemiklerinin birbirine kavuşup bitiştiği ene denir, مَوْصِلُ قَبَائِلِ الرَّأْسِ maʹnâsına.

Vankulu Lugatı - شعب maddesi

اَلشِّعَابُ [eş-şiʹâb] (kezâlik şîn’in kesriyle) Cemʹi. Ve fi’l-meseli: “شَغَلَتْ شِعَابِي جَدْوَايَ” Yaʹnî “Benim turuk-i şettâ ile envâʹ-ı me΄ûnete iştigâlim ʹatâyâya mâniʹ oldu.” Ve

شِعْبٌ [şiʹb] Benî Minḵar’ın ʹalâmetine derler.

اَلشَّعْبُ [eş-şaʹb] (feth-i şîn’le ve ʹayn’ın sükûnuyla) Şol nesnedir ki müteferrik ola, kabâ΄il-i ʹArabdan ve kabâ΄il-i ʹacemden. Ve

شَعْبٌ [şaʹb] Kabîlelerden ʹibâret olan رَأْسٌ [re΄s]in قَبَائِلُ [ḵabâ΄il]i cemʹ etmesidir. Ve رَأْسٌ [re΄s]ten murâd bir niçe kabîledir ki bir yere birikmiş ola. Ve رَأْسٌ [re΄s]in kabâ΄ili dörttür.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı