Ṡâber ~ صَابَرُ

Kamus-ı Muhit - صابر maddesi

صَابَرُ [Ṡâber] (هَاجَرُ [hâcer] vezninde) Merv şehrinde bir sokak adıdır.

اَلصَّابِرُ [eṡ-ṡâbir] ve

اَلصَّبِيرُ [eṡ-ṡabîr] ve

اَلصَّبُورُ [eṡ-ṡabûr] Musîbet ve hâdiseye cezaʹ ve feryâd eylemeyip sâkin ve mütehammil olan adama denir. Ve

صَابِرٌ [Ṡâbir] Esâmî-i ricâldendir. Ve

صَبِيرٌ [sabîr] Kefîl maʹnâsınadır; yuḵâu: صَارَ صَبِيرًا لَهُ أَيْ كَفِيلاً Ve bir kavm ve cemâʹatin merciʹ-i umûr u mesâlihi olan re΄îs ve pîşvâlarına ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ صَبِيرُهُمْ أَيْ مُقَدَّمُهُمْ فِي أُمُورِهِمْ Ve

صَبِيرٌ [ṡabîr] Dağa ıtlâk olunur. Cemʹi صُبَرَاءُ [ṡuberâ΄] gelir, كُرَمَاءُ [kuremâ΄] vezninde. Ve

صَبِيرٌ [ṡabîr] Beyâz sehâb pâresine denir, ʹalâ-kavlin yufka sehâb üzere olan sık ve kesîf sehâba yâhûd birbiri üzere katlanmış sık sehâba yâhûd yürümeyip sükûnet üzere olan sehâb pâresine yâhûd mutlakan beyâz olan sehâba denir. Cemʹi صُبُرٌ [ṡubur] gelir zammeteynle. Ve

صَبِيرٌ [ṡabîr] Şol yufka ekmeğe denir ki ekl olunacak taʹâmın altına bast ederler, kebâb altına bast ettikleri yufka gibi. ʹAlâ-kavlin şol yufkaya denir ki üzerine düğünlerde aşçı taʹâm kotarıp herkesin önüne yâhûd eline verirler. ʹArabların sahn ve tabakı olmamakla taʹâmı husûsan et makûlesini ekmek üzere vazʹ ederler. Ve

صَبُورٌ [Ṡabûr] ʹUsât-ı ʹibâd haklarında intikâmını taʹcîl eylemeyip belki fazlından ʹafv ile muʹâmele yâhûd te΄hîr ve tevkîf eden Zât-ı ecell ü aʹlânın ism-i şerîfidir ve minhu’l-hadîsu: “إِنَّ اللهَ تَعَالَى قَالَ إِنِّي أَنَا الصَّبُورُ” أَيِ الْحَلِيمُ الَّذِي لاَ يُعَاجِلُ الْعُصَاةَ بِالنِّقْمَةِ بَلْ يَعْفُو أَيْ يُؤَخِّرُ Ve

صَبُورٌ [Ṡâbûr] Nâfiʹ b. Cebele’nin feresi ismidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı