قُصَلُ [Ḵuṡal] (زُفَرُ [zufer] vezninde) Cuheyne kabîlesinden bir kimsedir ki Men ʹÂşe Baʹde’l-Mevt kitâbında kıssası mezkûrdur, niteki “ف،ص،ل” mâddesinde mürûr eyledi.
اَلْقَصْلُ [el-ḵaṡl] (فَصْلٌ [faṡl] vezninde) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَلَهُ قَصْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Ve harman dövmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَلَ الْبُرَّ إِذَا دَاسَهُ Ve bir adamın boynunu vurmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: قَصَلَ عُنُقَهُ إِذَا ضَرَبَهَا Ve dâbbeye قَصِيلٌ [ḵaṡîl] yedirmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَصَلَ الدَّابَّةَ وَعَلَيْهَا إِذَا عَلَفَهَا الْقَصِيلَ Ve
قَصْلٌ [ḵaṡl] قُصَالَةٌ [ḵuṡâlet] maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve سَلَمٌ [selem] ağacının çiçeğine denir.
اَلْقِصْلُ [el-ḵiṡl] (ḵâf’ın kesriyle) قُصَالَةٌ [ḵuṡâlet] maʹnâsınadır, niteki ḵâf’ın fethiyle de lügattır. Ve
قِصْلٌ [ḵiṡl] Aslâ hayr ve şerre yaramayan zaʹîf ve nâkes şahsa denir. Ve bir işe yaramaz olan ahmak ve nâdâna yâhûd fart-ı hamâkatinden nâşî nefsine mâlik olmayan ahmak ve nâdâna denir; yukâlu: رَجُلٌ قِصْلٌ أَيْ فَسْلٌ ضَعِيفٌ وَكَذَا أَحْمَقُ لَا خَيْرَ فِيهِ أَوْ مَنْ لَا يَتَمَالَكُ حُمْقًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı