lâ-budd ~ لَابُدَّ

Kamus-ı Muhit - لابد maddesi

لاَبُدَّ [lâ budde] لاَ فِرَاقَ ve لاَ مَحَالَةَ maʹnâsınadır. Ve بُدٌّ [budd] firâk maʹnâsına olup lâ-i nefy dâhil olmakla firâk menfî ve lüzûm-ı lâzım olduğundan lâzımdır ve “elbette” demek olur.

اَللُّبَدُ [el-lubed] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve

اَللَّبِدُ [el-lebid] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Menzilinden hergiz ayrılmayıp kesb ü kâr için seyr ve hareket etmez olan tenbel adama denir ki keçe gibi gûyâ ki yerine yapışık olur; yukâlu: رَجُلٌ لُبَدٌ وَلَبِدٌ إِذَا كَانَ لاَ يَبْرَحُ مِنْ مَنْزِلِهِ وَلاَ يَطْلُبُ مَعَاشًا Ve

لُبَدٌ [lubed] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Nüsûr-ı Loḵmân’ın âhiri yaʹnî en sonraya kalan نَسْرٌ [nesr]inin ismidir; helâk olmaz zannıyla tesmiye eylemiştir. Ve نَسْرٌ [nesr] kerkes dedikleri kuştur. Loḵmân-ı mezbûr, Loḵmân-ı Ḩekîm’in gayrıdır ve bu ʹÂd kavmindendir. ʹArablar şöyle zuʹm ederler ki kavmi mezbûr Loḵmân’ı istiskâ için Ḩarem-i şerîfe irsâl edip kendi Ḩarem’de iken kavmi bi’l-cümle mazhar-ı kahr-ı ilâhî olmakla mezbûr gûyâ ki taraf-ı rabbânîden iki mâdde zımnında tahyîr olundu. Gûyâ ki mezbûr Ḩarem’de Hak celle ve ʹalâ dergâhından tûl-ı ʹömr niyâz eylemekle kumral tüylü dağöküzü veledleri olarak ki yedi dâne, her biri esmer ve matar isâbet eylemeyen otsuz susuz dağda îvâ eder olalar, onları istishâb yaʹnî her biri helâk oldukta yerine birini istishâb edip onların mecmûʹunun ʹömrü kadar muʹammer ola yâhûd yedi dâne nesr ittihâz ede ki her biri helâk oldukta yerine yavrularından birini ahz edip ʹömr-i tabîʹî üzere muʹammer olup o helâk oldukta bir yavru dahi ittihâz eyleye. Hülâsa bu minvâl üzere nüsûr-ı sebʹanın ʹömrü mikdârı muʹammer ola. Pes Lokmân şıkk-ı sânîyi ihtiyâr eyledi. Ve her nesr seksener sene muʹammer olup en sonra kalana bu helâk olmaz zuʹmüyle Lubed ıtlâk eyledi. Baʹdehu Lubed dahi helâk olmakla Loḵmân dahi ona peyrev oldu. Ve her birinin ism-i mahsûsu vardır ve ʹArablar onunla teşe΄΄üm edip يَا شُوْمُ [yâ şu΄mu] mevkiʹinde يَا لُبَدُ [yâ Lubedu] derler. Ve

لُبَدٌ [lubed] (صُرَدٌ vezninde) ve

لاَبِدٌ [lâbid] ve

لُبَّدٌ [lubbed] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) Çok mâla ıtlâk olunur; yukâlu: مَالٌ لَبِدٌ ولاَبِدٌ وَلُبَّدٌ أَيْ كَثِيرٌ

Vankulu Lugatı - لابد maddesi

لَابُدَّ [lâ-budd] لَا فَرْقَ [lâ farḵa] maʹnâsına; yukâlu: لَا بُدَّ مِنْ كَذَا أَيْ لَا خُلُوَّ وَلَا افْتِرَاقَ Baʹzılar بُدٌّ [budd] ʹıvaz maʹnâsınadır dediler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı