اَلْآرِزُ [el-âriz] (عَاجِزٌ [ʹâciz] vezninde) ve
اَلْأَرُوزُ [el-erûz] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Maʹnâ-yı evvelden vasflardır, kirpi gibi tortop büzülür olan adama denir.
اَلْأُرُوزُ [el-urûz] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Kirpi gibi tortop büzülüp durmak maʹnâsınadır, niteki lede’s-su΄âl bahîlin sıfatıdır; yukâlu: أَرَزَ الرَّجُلُ وَأَرِزَ أُرُوزًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا تَقَبَّضَ وَتَجَمَّعَ وَثَبَتَ Ve yılan kısmı geri inine ilticâ ile girip yerinde durmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَزَتِ الْحَيَّةُ وَأَرِزَتْ إِذَا لاَذَتْ بِجُحْرِهَا وَرَجَعَتْ إِلَيْهِ وَثَبَتَتْ فِي مَكَانِهَا Ve gece pek soğuk olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرَزَتِ اللَّيْلَةُ إِذَا بَرَدَتْ
اَلْأَرْزُ [el-erz] (hemzenin fethi ve râ’nın sükûnuyla) ve
اَلْأُرُوزُ [el-urûz] (zammeteynle) Devşirilip bir yere gelmek. Ve sıkılmak buhlden ötürü; yukâlu: أَرَزَ فُلَانٌ يَأْرِزُ أُرُوزًا إِذَا تَضَامَّ وَانْقَبَضَ مِنْ بُخْلِهِ ve yukâlu: إِنَّ فُلَانًا إِذَا سُئلَ أَرَزَ وَإِذَا دُعِيَ اهْتَزَّ Yaʹnî “Kaçan bir nesne taleb olunsa sıkılıp bir yere gelir ve kaçan taʹâma daʹvet olunsa açılıp harekete gelir.” Ve fi’l-hadîsi: “إِنَّ الْإِسْلَامَ لَيَأْزِرُ إِلَى الْمَدِينَةِ كَمَا تَأْزِرُ الْحَيَّةُ إِلَى جُحْرِهَا” أَيْ يَنْضَمُّ إِلَيْهَا وَيَجْتَمِعُ بَعْضُهُ إِلَى بَعْضٍ فِيهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı