اَلْإِزَانَةُ [el-izânet] (إِقَامَةٌ [iḵâmet] vezninde) ve
اَلْإِزْيَانُ [el-izyân] (aslı üzere) ve
اَلتَّزْيِينُ [et-tezyîn] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bezemek ve donatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزَانَهُ وَأَزْيَنَهُ وَزَيَّنَهُ إِذَا جَعَلَهُ مُزَيَّنًا Ve
إِزْيَانٌ [izyân] Bezenmek ve donanmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَزْيَنَ الرَّجُلُ بِمَعْنَى تَزَيَّنَ
اَلْإِزِّيَّانُ [el-izziyyân] (hemzenin kesri ve zâ’nın kesri ve teşdîdi ve yâ’nın dahi teşdîdi ile) Bi-maʹnâhu; yukâlu: إِزَّيَّنَتْ أَصْلُهُ تَزَيَّنَتْ Pes tâ teskîn olunup zâ içinde idgâm olundukta ibtidâ sahîh olsun diye evveline hemze getirip إِزَّيَّنَتْ denildi.
اَلْإِزْيَانُ [el-izyân] (hemzenin kesri ve yâ’nın tahfîfiyle) Bâb-ı إِفْعَالٌ [ifʹâl]den zeyn olunmak; yukâlu: أَزْيَنَتِ الْأَرْضُ بِعُشْبِهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı