el-ezmul ~ اَلْأَزْمُلُ

Kamus-ı Muhit - الأزمل maddesi

اَلْأَزْمُلُ [el-ezmul] (hemzenin fethi ve mîm’in zammıyla) أَزْمَلٌ [ezmel] ve أَزْمُلَةٌ [ezmulet] gibi bu dahi sipâhîliğe ve urubaya denir; yukâlu: أَخَذَهُ بِأَزْمَلِهِ بِفَتْحِ الْمِيمِ وَبِأَزْمُلِهِ بِضَمِّ الْمِيمِ وَبِأَزْمُلَتِهِ أَيْ بِأَثَاثِهِ

اَلْأَزْمَلُ [el-ezmel] (أَفْكَلُ [efkel] vezninde) Karışık âvâza denir, ʹalâ-kavlin davar yürürken hâyesi derisinden zuhûr eden sese denir; yukâlu: سَمِعَ مِنْهُ أَزْمَلًا وَهُوَ الصَّوْتُ الْمُخْتَلِطُ أَوْ صَوْتٌ يَخْرُجُ مِنْ قُنْبِ الدَّابَّةِ Ve hep ve cümle maʹnâsına müstaʹmeldir. Evvelkinde ismdir ve bunda أَفْعَلُ [efʹal]dir; yukâlu: أَخَذَهُ بِأَزْمَلِهِ أَيْ جَمِيعِهِ Ve esâs ve resâs maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve ʹayâl maʹnâsınadır, ke-mâ se-yecî΄u.

Vankulu Lugatı - الأزمل maddesi

اَلْأَزْمَلُ [el-ezmel] (hemzenin ve mîm’in fethiyle) Âvâz, savt maʹnâsına; tekûlu: سَمِعْتُ لَهُ أَزْمَلًا إِذَا سَمِعْتَ صَوْتَهُ Ve gâh olur evvelinde vezn için olan hemzeyi iskât ederler, nitekim وَيْلُ امِّهِ derler. Ve

أَزْمَلُ [ezmel] Her nesnenin küllîsine dahi derler; yukâlu: أَخَذْتُ الشَّيْءَ بِأَزْمَلِهِ Ve kesîr maʹnâsına da gelir; yukâlu: عِيَالَاتٌ أَزْمَلَةٌ أَيْ كَثِيرَةٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı