اَلْإِفْتِلاَتُ [el-iftilât] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Tefekkürsüz bi’l-bedâhe şiʹr ve emsâli kelâm söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِفْتَلَتَ الْكَلاَمُ إِذَا ارْتَجَلَهُ Ve ansızın ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: أُفْتُلِتَ فُلاَنٌ عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ إِذَا مَاتَ فَجْأَةً Ve bir işe henüz tehyi΄e-i esbâb eylemeksizin nâgehânî ona sataşmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِفْتَلَتَ بِأَمْرِ كَذَا أَيْ فُوجِئَ بِهِ قَبْلَ أَنْ يَسْتَعِدَّ لَهُ
اَلْإِفْتِلَاتُ [el-iftilât] (hemzenin kesri ve fâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi ʹale’l-fevr söylemek; yukâlu: أَفْلَتَ الْكَلَامَ أَيِ ارْتَجَلَهُ Ve binâ-i mechûlden fec΄eten ölmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أُفْتُلِتَ فُلَانٌ عَلَى مَا لَمْ يُسَمَّ فَاعِلُهُ أَيْ مَاتَ فَجْأَةً ve yukâlu: إِفْتَلَتَتْ نَفْسُهُ Eyzan “Rûhu fec΄eten çıktı” maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı