el-ilâḩat ~ اَلْإِلاَحَةُ

Kamus-ı Muhit - الإلاحة maddesi

اَلْإِلاَحَةُ [el-ilâḩat] (إِقَامَةٌ [iḵâmet] vezninde) Bu dahi zâhir ve ʹayân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ الشَّيْءُ إِذَا بَدَا Ve şimşek yaldıramak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ الْبَرْقُ إِذَا أَوْمَضَ Ve parlak nesne parıldamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ سُهَيْلٌ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve bir nesneden korkup sakınmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ مِنْهُ إِذَا خَافَ وَحَاذَرَ Ve bir şey΄i parıldatmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ بِسَيْفِهِ إِذَا لَمَعَ بِهِ Ve helâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَلاَحَ فُلاَنًا إِذَا أَهْلَكَهُ

Vankulu Lugatı - الإلاحة maddesi

اَلْإِلَاحَةُ [el-ilâḩat] (hemzenin kezâlik kesriyle) Şimşek yaldıramak; yukâlu: أَلَاحَ الْبَرْقُ إِذَا أَوْمَضَ Ve yıldız zâhir olmağa dahi derler; yukâlu: أَلَاحَ النَّجْمُ إِذَا بَدَا Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: إِلَاحَةٌ [ilâḩat] yıldız yaldıramak maʹnâsınadır; yukâlu: لَاحَ سُهَيْلٌ إِذَا بَدَا وَأَلَاحَ إِذَا تَلَأْلَأَ Ve İbnu’s-Sikkît eyitti: إِلَاحَةٌ [ilâḩat] alıp gitmeğe dahi derler; yukâlu: أَلَاحَ بِحَقِّي إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve Ebû ʹAmr eyitti: إِلَاحَةٌ [ilâḩat] bir nesneden hazer etmeğe derler; yukâlu: أَلَاحَ الرَّجُلُ مِنَ الشَّيْءِ إِذَا أَشْفَقَ وَحَاذَرَ Ve

إِلَاحَةٌ [ilâḩat] Yaldıratmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَلَاحَ بِسَيْفِهِ إِذَا لَمَعَ بِهِ Ve ihlâk maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَلَاحَهُ إِذَا أَهْلَكَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı