اَلْإِلْخَاصُ [el-ilḣâṡ] (hemzenin kesriyle) Devenin gözünde rü΄yetine mâniʹ yağ var mı diye bakılıp yağ olduğu zâhir ola; yukâlu: أُلْخِصَ الْبَعِيرُ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا فُعِلَ بِهِ اللَّخْصُ فَظَهَرَ نِقْيُهُ [Ve] قَالَ أَعْرَابِيٌّ فِي حَجْرَةٍ مَا أَلْخَصَ فِي إِبِلِي فَانْحَرُوهُ وَمَا لَمْ يُلْخِصْ فَارْكَبُوهُ Yaʹnî “Bir aʹrâbî bir sene-i mücdibede develerini pazara sürüp nâsa dedi ki benim develerimin gözlerine nazar edin, gözlerinde basara mâniʹ yağı olanı zebh edip olmayanını iştirâ edip süvâr olasız.”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı