اَلْإِنَاءَةُ [el-inâ΄et] (hemze’nin kesri ve elifin meddiyle) Ağır gelmek; yukâlu: أَنَاءَهُ الْحِمْلُ مِثْلُ أَنَاعَهُ أَيْ أَثْقَلَهُ وَأَمَالَهُ كَمَا يُقَالُ ذَهَبَ بِهِ وَأَذْهَبَهُ بِمَعْنًى Ve kavluhu taʹâlâ: ﴿مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوأُ﴾ (القصص 76) قَالَ الْفَرَّاءُ أَيْ لَتُنِيءُ الْعُصْبَةَ أَيْ تُثْقِلُهَا Ve عُصْبَةٌ [ʹuṡbet] ʹayn’ın zammıyla ricâl tâ΄ifesidir, ondan kırka varınca. Ve
إِنَاءَةٌ [inâ΄et]Eti pişirmemeğe dahi derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı