اَلإِهَابُ [el-ihâb] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Deriye denir, cild maʹnâsına; ʹalâ-kavlin dibâgat olunmamış hâm deriye denir: Cemʹi آهِبَةٌ [âhibet] gelir hemzenin meddiye أَفْعِلَةٌ [efʹilet] vezninde ve أُهُبٌ [uhub] gelir zammeteynle ve أَهَبٌ [eheb] gelir fethateynle. Miṡbâḩ’ın beyânına göre cemʹ-i ahîr gayr-i kıyâs üzeredir ve ʹinde’l-baʹz ism-i cemʹdir. Ve
إِهَابٌ [İhâb] Esmâdandır: İhâb b. ʹUmeyr maʹrûf râcizdir ve Ebû İhâb b. ʹAzîz ashâbdandır.
اَلْإِهَابُ [el-ihâb] (hemzenin kesriyle) Dibâgat olunmamış deri; cemʹi اَلْأَهَبُ [el-eheb] gelir, feth-i hemze ile ʹalâ-gayri’l-kıyâs, mislu: أَدَم وَأَفَق وَعَمَد فِي جَمْعِ أَدِيمٍ وَأَفِيقٍ وَعَمُودٍ Baʹzılar cemʹi اَلْأُهُبُ [el-uhub]dur, dedi hemzenin ve hâ’nın zammıyla, kıyâs dahi budur. Ve أَفِيقٌ [efîḵ] dibâgat olunmuş deri maʹnâsınadır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı