el-baḩir ~ اَلْبَحِرُ

Kamus-ı Muhit - البحر maddesi

اَلْبَحِرُ [el-baḩir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bu zikr olunan maʹnâlardan vasftır. Ve سِلٌّ [sill] marazına uğramış kimseye de بَحِرٌ [baḩir] denir. Maraz-ı mezbûr halk içinde verem ve kuru hastalık dedikleri ʹilletidir.

اَلْبَحْرُ [el-baḩr] (bâ’nın fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) Mutlakâ çok suya denir, مَاءٌ كَثِيرٌ maʹnâsına. Ve ʹinde’l-baʹz fakat tuzlu şûr-âb olan çok suya denir. Cemʹi أَبْحُرٌ [ebḩur] ve بُحُورٌ [buḩûr] ve بِحَارٌ [biḩâr] gelir; musaggarında أُبَيْحِرٌ [ubeyḩir] denir, بُحَيْرٌ [buḩayr] denmez.

اَلْبَحَرُ [el-baḩar] (fethateynle) Havftan nâşî seme gibi mütehayyir ve mebhût olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَحِرَ الرَّجُلُ بَحَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَحَيَّرَ مِنَ الْفَزَعِ Ve pek susamak maʹnâsına maʹnâsınadır; yukâlu: بَحِرَ الرَّجُلُ إِذَا اشْتَدَّ عَطَشُهُ Ve vücûdun eti eriyip zâ΄il ve mehzûl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: بَحِرَ الرَّجُلُ إِذَا ذَهَبَ لَحْمُهُ Ve deve kısmı zebûn ve bî-tâb olup çehresi simsiyâh olunca kadar cidd ve ikdâmla seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: بَحِرَ الْبَعِيرُ إِذَا اجْتَهَدَ فِي الْعَدْوِ طَالِبًا أَوْ مَطْلُوبًا فَضَعُفَ حَتَّى اسْوَدَّ وَجْهُهُ

Vankulu Lugatı - البحر maddesi

اَلْبَحْرُ [el-baḩr] (bâ’nın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Deryâ ki berrin mukâbilidir. Baʹzılar eyitti: بَحْرٌ [baḩr]e بَحْرٌ [baḩr] dediler vâsiʹ olup derin olduğu için ki بَحْرٌ [baḩr]in me΄haz-ı iştikâkı şakk maʹnâsınadır.

اَلْبَحَرُ [el-beḩar] (fethateynle) Bir nesneden havf edip mütehayyir olmak. Ve

بَحَرٌ [beḩar] Ziyâde susamağa dahi derler bir haysiyyetle ki suyu içip kanmaya; yukâlu: بَحِرَ الرَّجُلُ بَحَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَحَيَّرَ مِنَ الْفَزَعِ وَيُقَالُ بَحِرَ أَيْضًا إِذَا اشْتَدَّ عَطَشُهُ فَلَمْ يَرْوَ مِنَ الْمَاءِ Ve

بَحَرٌ [beḩar] Kezâlik bir maraza derler ki deveye ʹârız olur; yukâlu: بَحِرَتِ الْإِبِلُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı