اَلْبَرْسُ [el-bers] (bâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Borçlu şiddet ve tekâzâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: بَرِسَ الرَّجُل بَرْسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اشْتَدَّ عَلَى غَرِيمِهِ
اَلْبِرْسُ [el-birs] (bâ’nın kesriyle) Pamuğa denir, قُطْنٌ [ḵuṯn] maʹnâsına. ʹAlâ-kavlin pamuğa şebîh bir nesnedir yâhûd hasır otu, koğalak taʹbîr olunan sâzlığın içinde olan öz pamuğuna denir ki sâbıkan Mıṡır’da ondan kâğıd yaparlar, hattâ beyne’l-etıbbâ΄ قِرْطَاسٌ [ḵirṯâs] ıtlâk ettikleri o kâğıd olacaktır. Bu maʹnâda bâ’nın zammıyla da lügattır. Ve
بِرْسٌ [birs] (bâ’nın kesriyle) Hazâkat-i delîl maʹnâsınadır; bâ’nın fethiyle de câ΄izdir; yukâlu: هَذَا الدَّلِيلُ مَا أَعْجَبَ بِرْسَهُ أَيْ حَذَاقَتَهُ Ve
بِرْسُ [Birs] Kûfe ile Ḩille beyninde bir karye adıdır.
اَلْبِرْسُ [el-birs] (bâ’nın kesri ve râ’nın sükûnuyla) Penbe, kutn maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı