الإِجَاءَةُ [el-icâ΄et] (hemzenin kesriyle) Getirmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَجَأْتُهُ إِجَاءَةً أَيْ جِئْتُ بِهِ
اَلْإِجَاءَةُ [el-icâ΄et] (hemze’nin kesri ve elifin meddiyle) Getirmek; ve yukâlu: جَاءَانِي عَلَى فَاعَلَنِي فَجِئْتُهُ أَجِيئُهُ أَيْ غَالَبَنِي بِكَثْرَةِ الْمَجِيءِ فَغَلَبْتُهُ تَقُولُ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي جَاءَ بِكَ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ إِذْ جِئْتَ وَلَا تَقُلِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي جِئْتَ Ve muztarr kılmak maʹnâsına da gelir; أَجَأْتُهُ إِلَى كَذَا أَيْ أَلْجَأْتُهُ وَاضْطَرَرْتُهُ إِلَيْهِ Ve fi’l-meseli: “شَرُّ مَا يُجِيئُكَ إِلَى مُخَّةِ عُرْقُوبٍ” Ve عُرْقُوبٌ [ʹurḵûb] incikten ökçeye muttasıl olan sinire derler. Ve mezbûrun içinde iliği olmadığına binâ΄en ʹadem-i kudretten kinâyedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı