ez-zerim ~ اَلزَّرِمُ

Kamus-ı Muhit - الزرم maddesi

اَلزَّرِمُ [ez-zerim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Kavm ve karâbeti kalîl olan zelîl ve bî-haysiyyet adama denir; yukâlu: رَجُلٌ زَرِمٌ أَيْ ذَلِيلٌ قَلِيلُ الرَّهْطِ Ve bir yerde sebât ve ârâm eylemez olan müteharrik adama denir; yukâlu: هُوَ زَرِمٌ أَيْ لَا يَثْبُتُ فِي مَكَانٍ

اَلزَّرْمُ [ez-zerm] (zây’ın fethiyle) Kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: زَرَمَهُ زَرْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا قَطَعَهُ Ve doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَرَمَتْ بِهِ أُمُّهُ إِذَا وَلَدَتْهُ Ve hazer ve ihtirâz maʹnâsınadır; yukâlu: مَا هَذَا الزَّرْمُ أَيِ الْحَذَرُ Ve bir vâdî ismidir ki nehr-i Dicle’ye munsabb olur.

اَلزَّرَمُ [ez-zerem] (fethateynle) Kelb ve kedi makûlesinin fazlası dübüründe kısılıp kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَرِمَ الْكَلْبُ وَالسِّنَّوْرُ زَرَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَقِيَ جَعْرُهُ فِي دُبُرِهِ Ve mutlakan bir nesne munkatıʹ olup durmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَرِمَ بَوْلُهُ وَدَمْعُهُ وَكَلَامُهُ إِذَا انْقَطَعَ

Vankulu Lugatı - الزرم maddesi

اَلزَّرِمُ [ez-zerim] (zâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle) Hulku dar olan kimse. Ve bahîle dahi زَرِمٌ [zerim] derler.

اَلزَّرَمُ [ez-zerem] (fethateynle) Efşân kesilmek, inkıtâʹ-ı bevl maʹnâsına. Ve her nesne ki munkatıʹ olsa onda dahi istiʹmâl olunur. Ve necâset munkatıʹ olmağa dahi derler; yukâlu: زَرَمَ الْكَلْبُ إِذَا زَرَمَ ذُو بَطْنِهِ فِي جَاعِرَتِهِ Yaʹnî necâseti dübüründe munkatıʹ olsa; ve yukâlu: زَرَمَتْ بِهِ أُمُّهُ إِذَا وَلَدَتْهُ Ve bu Ebû ʹUbeyd rivâyetidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı