اَلسَّطْعُ [es-saṯʹ] (قَطْعٌ [ḵaṯʹ] vezninde) Elleri birbirine çalıp seslendirmek maʹnâsınadır. Bundan ism سَطَعٌ [seṯaʹ]dır fethateynle. ʹAlâ-kavlin eli öbür ele yâhûd bir gayrın eline çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَطَعَ بِيَدَيْهِ سَطْعًا إِذَا صَفَّقَ بِهِمَا أَوْ هُوَ أَنْ تَضْرِبَ بِيَدِكَ عَلَى يَدِكَ أَوْ يَدٍ أُخْرَى
اَلسَّطَعُ [es-seṯaʹ] (fethateynle) Maʹnâ-yı evvelden ismdir. Ve bir nesnenin bir şey΄e dokunmasından hâsıl olan âvâzı hikâyedir; tekûlu: سَمِعْتُ لِوَقْعِهِ سَطَعًا شَدِيدًا أَيْ صَوْتَ ضَرْبِهِ وَرَمْيِهِ Ve bu vech-i mezkûr üzere naʹt ve masdar olmayıp hikâye-i savt olmakla müteharrik olmuştur, zîrâ hikâyât ahyânen nuʹûta muhâlif olur. Ve
سَطَعٌ [seṯaʹ] Masdar olur, boyun uzun olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَطِعَ الرَّجُلُ سَطَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَسْطَعَ
اَلسَّطَعُ [es-saṯaʹ] (fethateynle) Boyun uzun olmak.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı