اَلْعَادِي [el-ʹâdî] Düşmana denir; cemʹi عُدَاةٌ [ʹudât] gelir, قُضَاةٌ [ḵuḋât] vezninde. Ve arslana ıtlâk olunur.
اَلْعَادِيُّ [el-ʹâdiyy] (yâ-yı nisbetle) Kadîm şey΄e ıtlâk olunur, gûyâ ki ʹÂd kavmine mensûbdur, بِئْرٌ عَادِيَّةٌ Bundandır ki sonradan hafr olunmayıp kadîmden kalan kuyu olacaktır.
اَلْعَادِي [el-ʹâdî] (dâl’ın kesri ve meddiyle) Düşmân, عَدُوٌّ [ʹaduvv] maʹnâsına.
اَلْعَادِيُّ [el-ʹâdiyy] (yâ’nın teşdîdiyle) Kadîm olan nesne, gûyâ ki عَادٌ [ʹÂd] kavmine mensûbdur. Ve
عَادٌ [ʹâd] Gâh olur halk maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَا أَدْرِي أَيُّ عَادَ غَيْرَ مَصْرُوفٍ أَيْ أَيُّ خَلْقٍ هُوَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı