اَلْعَرِمَةُ [el-ʹarimet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Baʹzı derenin önüne arkuru gelen sedd ve bende denir, belen gibi; cemʹi عَرِمٌ [ʹarim]dir hâ’sız yâhûd عَرِمٌ [ʹarim] lafzı cemʹdir, müfredi yoktur yâhûd عَرِمٌ [ʹarim] suyu habs için dereler içre yapılan sedd ve bende denir. Ve köstebek dedikleri kör sıçanın erkeğine denir. Ve şiddetli yağmura denir. Ve bir derenin ismidir. Ve bi-kullin fussire kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأَرْسَلْنَا عَلَيْهِمْ سَيْلَ الْعَرِمِ﴾
اَلْعُرْمَةُ [el-ʹurmet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Bu dahi bir nesnede olan aklı karalı alacalığa yâhûd aklı karalı hurde hurde benekliliğe denir. Ve koyun kısmının dudağında olan aklığa denir.
اَلْعَرَمَةُ [el-ʹaremet] (fetehâtla) Tabh olunan şey΄in râyihasına denir; yukâlu: سَطَعَتْ عَرَمَةُ الطَّبِيخِ أَيْ رَائِحَتُهُ Ve dövüldükten sonra savurmak için yığılmış harmana denir. Ve kum yığılan mahalle denir. Ve Dehnâ΄ nâm mahalle mülâsık bir pek yerin ismidir ki Yemâme türâbında ʹÂriḋ dedikleri dağa mukâbildir.
اَلْعُرْمَةُ [el-ʹurmet] (ʹayn’ın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Koyun dudağında olan beyâzdır.
اَلْعَرَمَةُ [el-ʹaremet] (fethateynle) Kum cemʹ olduğu yer, مُجْتَمَعُ الرَّمْلِ maʹnâsına. Ve
عَرَمَةٌ [ʹaremet] Kezâlik şol harmana derler ki döküldükten sonra savurmak için ber yere cemʹ oluna.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı