el-ġuzzel ~ اَلْغُزَّلُ

Kamus-ı Muhit - الغزل maddesi

اَلْغُزَّلُ [el-ġuzzel] (رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde) ve

اَلْغَوَازِلُ [el-ġavâzil] İplik eğiren hatunlara denir; müfredi غَازِلَةٌ [ġâzilet]tir; yukâlu: نِسْوَةٌ غُزَّلٌ وَغَوَازِلُ أَيْ تَغْزِلُونَ الْغَزْلَ

اَلْغَزِلُ [el-ġazil] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dâ΄imâ nisvânla ʹâşıkâne erişip مُغَازَلَةٌ [muġâzelet] eden zen-dosta denir; yukâlu: هُوَ غَزِلٌ أَيْ مُتَغَزِّلٌ بِالنِّسَاءِ Ve her nesneden ʹâciz ve zaʹîf olan adama denir ki aslâ bir şey΄in idâresine kudreti olmaya; yukâlu: رَجُلٌ غَزِلٌ أَيْ ضَعِيفٌ عَنِ الْأَشْيَاءِ

اَلْغَزْلُ [el-ġazl] (عَزْلٌ [ʹazl] vezninde) İplik eğirmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَزَلَتِ الْمَرْأَةُ الْقُطْنَ غَزْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve

غَزْلٌ [ġazl] Eğrilmiş ipliğe denir, مَغْزُولٌ [maġzûl] maʹnâsına.

اَلْغَزَلُ [el-ġazel] (fethateynle) Maʹnâ-yı evvelden ismdir, nisvânla ʹâşıkâne latîfeye ve horataya denir. Ve masdar olur, zenânla âlüftelik vechiyle konuşmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَزِلَ فُلَانٌ بِهَا غَزَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا حَادَثَهُنَّ Ve âhunun ensesine düşüp kovan tazı âhûyu şikârdan fâtir olmak maʹnâsınadır, bir haysiyyetle ki yetişip alacağı anda âhû havfından bağırmakla yapışmayıp tehî ʹudûl eyleye; yukâlu: غَزِلَ الْكَلْبُ إِذَا فَتَرَ وَهُوَ أَنْ يَطْلُبَهُ حَتَّى إِذَا أَدْرَكَهُ ثَغَا مِنْ فَرَقِهِ انْصَرَفَ عَنْهُ

Vankulu Lugatı - الغزل maddesi

اَلْغَزِلُ [el-ġazil] (ġayn’ın fethi ve zâ’nın kesriyle) Zikr olunan musâhabet sâhibi olan kimse.

اَلْغَزْلُ [el-ġazl] (ġayn’ın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) İplik eğirmek.

اَلْغَزَلُ [el-ġazel] (fethateynle) İsmdir, zikr olunan musâhabet maʹnâsında. Ve

غَزَلٌ [ġazel] Âhû arayan kelb âhûyu taleb etmede fütûr bulmağa dahi derler, bir haysiyyetle ki ararken erişip yapışmak mahallinde âhûnun âvâzından havf edip talebden fârig ola. Ve

غَزَلٌ [ġazel] Masdar dahi gelir, zikr olunan musâhabet sâhibi olmak maʹnâsına; yukâlu: غَزِلَ غَزَلًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı