el-ḵaḩedet ~ اَلْقَحَدَةُ

Kamus-ı Muhit - القحدة maddesi

اَلْقَحَدَةُ [el-ḵaḩedet] (ḵâf’ın ve ḩâ-yı mühmelenin fethiyle) Deve hörgücünün dibine, ʹalâ-kavlin hörgüce yâhûd hörgücün iki böğürlerinin mâ-beynine denir. Cemʹi قِحَادٌ [ḵiḩâd] gelir ḵâf’ın kesriyle ve أَقْحُدٌ [aḵḩud] gelir.

اَلْقَحْدَةُ [el-ḵaḩdet] (ḵâf’ın fethiyle) ve

اَلْمِقْحَادُ [el-miḵḩâd] (mîm’in kesriyle) Büyük hörgüçlü nâkaya denir; yukâlu: نَاقَةٌ قَحْدَةٌ وَمِقْحَادٌ أَيْ كَبِيرَةُ الْقَحَدَةِ [Ve] مِقْحَادٌ [miḵḩâd]ın cemʹi مَقَاحِيدُ [meḵâḩîd] gelir. Şârih der ki cemele قَحْدٌ [ḵaḩd] kezâlik مِقْحَادٌ [miḵḩâd] vasf olur. Ve قَحْدَةٌ [ḵaḩdet] fi’l-asl قَحِدَةٌ idi, فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde.

Vankulu Lugatı - القحدة maddesi

اَلْقَحَدَةُ [el-ḵaḩadet] (fethateynle ve ḩâ-i mühmele ile) Deve hörgücünün dibi.

اَلْقَحْدَةُ [el-ḵaḩdet] (ḵâf’ın ve ḩâ’nın sükûnuyla) Hörgücü kavî olan nâka. Ve bu aslında قَحِدَةٌ idi ḩâ’nın kesriyle, teskîn olundu, mislu: عَشْرَة [ʹaşret] ve عَشِرَة [ʹaşiret].

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı