اَلْقُحَافُ [el-ḵuḩâf] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Uğradığı nesneleri süpürüp götüren sel suyuna denir; yukâlu: سَيْلٌ قُحَافٌ أَيْ جُرَافٌ
اَلْقِحَافُ [el-ḵiḩâf] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) قِحْفٌ [ḵiḩf] dedikleri kâse-i mezbûrlar ile bâde içip ʹişret eylemek maʹnâsınadır; ve minhu kavlu İmri΄ilḵays ʹale’ş-şarâbi hîne kîle lehu kad kutile ebûke: “اَلْيَوْمَ قِحَافٌ وَغَدًا نِقَافٌ” أَيِ الشُّرْبُ بِالْقِحَافِ Ve نِقَافٌ [niḵâf] katʹ-ı re΄s maʹnâsınadır ki kıtâlden kinâyedir. Ve ʹinde’l-baʹz قِحْفٌ [ḵiḩf] ve قِحَافٌ [ḵiḩâf] şiddet-i şürb maʹnâsınadır. Pes bu gün mutâyebe yarın muhârebe günüdür demektir.
اَلْقُحَافُ [el-ḵuḩâf] (ḵâf’ın zammıyla) قُعَافٌ [ḵuʹâf] gibidir. Ve bunların ikisi dahi حُجَافٌ [ḩucâf] gibidir. Ve حُجَافٌ [ḩucâf] şol sele derler ki her neye uğrarsa götüre.
اَلْقِحَافُ [el-ḵiḩâf] (ḵâf’ın kesriyle) Sohbet edip hamr içmek; ve minhu kavluhum: “اَلْيَوْمَ قِحَافٌ وَغَدًا نِقَافٌ” Ve نِقَافٌ [niḵâf] nûn-ı meksûreden sonra ḵâf’la başı vurup ufatmak yaʹnî “Bu gün mutâyebe yarın mudârebe mi?”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı