اَلْكِنَّةُ [el-kinnet] ve
اَلْكِنَانُ [el-kinân] (kâf’ların kesriyle) Bunlar da bir nesnenin perdelenip gizleneceği sütreye denir.
اَلْكَنَّةُ [el-kennet] (kâf’ın fethiyle) Bir adamın oğlunun zevcesine denir ki gelin taʹbîr olunur yâhûd karındaş hatununa denir, yenge taʹbîr olunur; cemʹi كَنَائِنُ [kenâ΄in]dir, setr-i belîg ile mestûr olduklarına mebnîdir. Ve
كَنَّةُ [Kennet] Fâris ülkesinde bir mevziʹ adıdır.
اَلْكُنَّةُ [el-kunnet] (kâf’ın zammıyla) Baʹzı hânenin duvarından cenâh tarzında çıkma şeh-nişîn makûlesine denir, ʹalâ-kavlin kapı üzerinde yaptıkları saçağa ve sundurmaya denir yâhûd kapı üzerinde yaptıkları gölgeliğe denir yâhûd kilere denir yâhûd evlerde raf ve musandıra ve şîrvân makûlesine denir; cemʹi كِنَانٌ [kinân]dır, جِبَالٌ [cibâl] vezninde. Ve ʹArabdan bir kabîle adıdır; nisbetinde كِنِّيٌّ [Kinniy] ve كُنِّيٌّ[Kunniyy] denir kâf’ın kesri ve zammıyla, لِجِّيٌّ [licciy] ve لُجِّيٌّ [lucciyy] dedikleri gibi. Mazmûme tagyîr-i niseb kabîlinden olur. Mütercim der ki e΄imme-i nühâttan İbn Cinnî, كِنِّيٌّ [kinniyy] muʹarrebidir.
اَلْكَنَّةُ [el-kennet] (kâf’ın fethi ile) Bir kimsenin oğlunun ʹavreti, زَوْجَةُ الْإِبْنِ maʹnâsına.
اَلْكُنَّةُ [el-kunnet] (kâf’ın zammı ile) Kapı üzerinde binâ olunan sâyebân.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı