el-mizʹat ~ اَلْمِزْعَةُ

Kamus-ı Muhit - المزعة maddesi

اَلْمِزْعَةُ [el-mizʹat] (mîm’in kesriyle) Bir avuç kuş tüyüne denir; kezâlik bir külçe pamuğa denir.

اَلْمَزْعُ [el-mezʹ] (نَزْعٌ [nezʹ] vezninde) ve

اَلْمَزْعَةُ [el-mezʹat] (hâ’yla) Sürʹatle gitmek, ʹalâ-kavlin yürümeği henüz boşlayıp seğirtmeğe yenice başlamak yâhûd hafîfçe seğirtmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَزَعَ الْبَعِيرُ مَزْعًا وَمَزْعَةً مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَسْرَعَ أَوْ هُوَ أَوَّلُ الْعَدْوِ وَآخِرُ الْمَشْيِ أَوِ الْعَدْوُ الْخَفِيفُ Ve parmakla pamuğu ditmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَزَعَ الْقُطْنَ إِذَا نَفَشَهُ بِأَصَابِعِهِ

اَلْمُزْعَةُ [el-muzʹat] (mîm’in zammı ve kesriyle) Et parçasına yâhûd doğan ve şâhîn mâkûlesine okutulan et tikesine denir ki ben taʹbîr olunur, yukâlu: أَلْحَمَ الْبَازِيَ مُزْعَةً وَهِيَ الْقِطْعَةُ أَوِ النُّتْفَةُ مِنْهُ وَاللُّحْمَةُ يُضَرَّى بِهَا الْبَازِي Ve bir içim suya denir. Ve çerviş yağından kalmış bakiyyeye denir yâhûd don yağı parçasına denir.

Vankulu Lugatı - المزعة maddesi

اَلْمِزْعَةُ [el-mizʹat] (mîm’in kesri ve zâ’nın sükûnuyla) Bir pâre yelek yâhûd bir pâre penbe maʹnâsınadır, eski bez pâresine مِزْقَةٌ [mizḵat] dedikleri gibi.

اَلْمُزْعَةُ [el-muzʹat] (mîm’in zammı ve zâ’nın sükûnuyla) Bir pâre et yâ gayrı nesne pâresi; yukâlu: مَا عَلَيْهِ مُزْعَةُ لَحْمٍ وَفِي الْإِنَاءِ مُزْعَةُ مَاءٍ أَيْ جُرْعَةٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı