el-mezellet ~ اَلْمَزَلَّةُ

Kamus-ı Muhit - المزلة maddesi

اَلْمَزَلَّةُ [el-mezellet] (mîm’in ve zây’ın fethiyle) ve

اَلْمَزِلَّةُ [el-mezillet] (zây’ın kesriyle) İsm-i mekânlardır, dayıncak yalçın yere denir ki ayak ilişmeyip kayıp gider, evvel bâb-ı râbiʹden ve sânî bâb-ı sânîdendir; yukâlu: هَذِهِ مَزَلَّةُ الْأَقْدَامِ وَمَزِلَّتُهَا أَيْ مَزْلَقُهَا Ve zây’ın kesriyle masdar-ı mîmî olur ki zikr olundu.

اَلزَّلُ [ez-zell] (zây’ın fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) ve

اَلزَّلِيلُ [ez-zelîl] (أَزِيزٌ [ezîz] vezninde) ve

اَلْمَزِلَّةُ [el-mezillet] (mîm’in fethi ve zây’ın kesriyle) ve

اَلزُّلُولُ [ez-zulûl] (حُلُولٌ [ḩulûl] vezninde) ve

اَلزَّلَلُ [ez-zelel] (fethateynle) ve

اَلزِّلِّيلَى [ez-zillîlâ] (خِلِّيفَى [ḣillîfâ] vezninde ve medd ile lügattır) Ayak çamurdan ve dayıncak yerden dayınıp kaymak yâhûd bir sözde zeyg ve hatâ eylemek maʹnâsınadır. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre ayak kaymak maʹnâsında hakîkat ve habt ve hatâ΄ kelâmda mecâzdır; tekûlu: زَلَلْتَ يَا رَجُلُ تَزِلُّ وَزَلِلْتَ كَمَلِلْتَ زَلًّا وَزَلِيلًا وَمَزِلَّةً وَزُلُولًا وَزِلِّيلَى وَزِلِّيلَاءَ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالرَّابِعِ إِذَا زَلِقَتْ فِي طِينٍ أَوْ مَنْطِقٍ Ve bir adamın ʹömr ve hayâtı geçip gitmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: زَلَّ عُمُرُهُ إِذَا ذَهَبَ Ve

زَلِيلٌ [zelîl] ve

زُلُولٌ [zulûl] Sürʹatle mürûr eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir ki gûyâ kayıp gitmiş olur; yukâlu: زَلَّ الرَّجُلُ زَلِيلًا وَزُلُولًا إِذَا مَرَّ سَرِيعًا Ve

زُلُولٌ [zulûl] Akçe elden kayıp dökülmek, ʹalâ-kavlin vezni nâkıs ve nâ-tamâm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَلَّتِ الدَّرَاهِمُ زُلُولًا إِذَا انْصَبَّتْ أَوْ نَقَصَتْ وَزْنًا

Vankulu Lugatı - المزلة maddesi

اَلْمَزِلَّةُ [el-mezillet] (mîm’in fethi ve zâ’nın kesri ile) Dayıncak yer, mevziʹ-i zelel maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı