اَلْمُسَيْطِرُ [el-musayṯir] (مُهَيْمِنٌ [muheymin] vezninde ki) سَيْطَرَةٌ [sayṯaret]-i âtîden ism-i fâʹildir, bir şey΄in üzerinde kâ΄im olup ahvâlini görüp gözetir olan adama denir. Ve mutasallit maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ مُسَيْطِرٌ عَلَيْهِ أَيْ رَقِيبٌ حَافِظٌ ve yukâlu: هُوَ مُسَيْطِرٌ عَلَيْهِمْ أَيْ مُتَسَلِّطٌ
الْمُسَيْطِرُ [el-musayṯir] ve اَلْمُصَيْطِيرُ [el-muṡayṯîr] (mîm’in zammı ve mâ-baʹdının fethi ve ṯâ’nın kesriyle) Bir nesnenin üzerine musallat olan kimse ki ona nâzır olup onun ahvâline mütekeffil olup ʹamelin yaza. Pes bunun aslı سَطْرٌ [saṯr]dan me΄hûzdur, zîrâ kitâbet musattardır ve kitâbeti îcâd eden مُسَطِّرٌ [musaṯṯir]dir; yukâlu: سَيْطَرْتَ عَلَيْنَا Ve kâle taʹâlâ: ﴿لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍ﴾ (الغاشية 22)
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı