el-muʹîl ~ اَلْمُعِيلُ

Kamus-ı Muhit - المعيل maddesi

اَلْمُعِيلُ [el-muʹîl] (mîm’in zammıyla) Arslana denir. Ve kaplana denir. Ve kurda denir, saydlarını إِعَالَةٌ [iʹâlet] yaʹnî taleb eyledikleri için ve bu gezip dönmek maʹnâsına olan عَيْلٌ [ʹayl]den me΄hûzdur; yukâlu: أَعَالَهُ إِذَا الْتَمَسَهُ

اَلْعَيْلُ [el-ʹayl] (سَيْلٌ [seyl] vezninde) ve

اَلْعَيْلَةُ [el-ʹaylet] (hâ’la) ve

اَلْعُيُولُ [el-ʹuyûl] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْمَعِيلُ [el-meʹîl] (مَكِيلٌ [mekîl] vezninde) Fakîr ve gedâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَالَ الرَّجُلُ يَعِيلُ عَيْلًا وَعَيْلَةً وَعُيُولًا وَمَعِيلًا إِذَا افْتَقَرَ Ve

عَيْلَةٌ [ʹaylet] İsm olur, fakr u fâka maʹnâsına; yukâlu: هُوَ فِي عَوْلَةٍ مِنْ عَيْلَةٍ أَيْ فِي بُكَاءٍ مِنْ فَقْرٍ Ve

عَيْلٌ [ʹayl] ve

مَعِيلٌ [meʹîl] Bir adamı bir müşkil nesnenin tahsîli ʹâciz ve fürû-mânde kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: عَالَنِي الشَّيْءُ عَيْلًا وَمَعِيلًا أَيْ أَعْوَزَنِي Ve nâzendelikle iki cânibe meyelânla salını salını yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: عَالَ الرَّجُلُ وَالْفَرَسُ فِي مَشْيِهِ إِذَا تَمَايَلَ وَاخْتَالَ وَتَبَخْتَرَ Ve bir adam yitiği kanda arayıp bulacağını bilmeyip mütehayyir kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَالَ الضَّالَّةَ إِذَا لَمْ يَدْرِ أَيْنَ يَبْغِيهَا Ve

عُيُولٌ [ʹuyûl] Bir yerde gezip dönüştürmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَالَ فِي الْأَرْضِ إِذَا ذَهَبَ وَدَارَ

Vankulu Lugatı - المعيل maddesi

اَلْمُعِيلُ [el-muʹîl] (mîm’in zammı ve ʹayn’ın kesri ve meddiyle) Kesîrü’l-ʹayâl olan recül.

اَلْمَعِيلُ [el-maʹîl] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın kesriyle) Masdardır, kezâlik ʹâciz kılmak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı