اَلْمَقْنَعُ [el-maḵnaʹ] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) قُنْعَانٌ [ḵunʹân] gibi şol şâhide denir ki re΄yine yâ hükmüne yâ şehâdetine kanâʹatla cedel ve daʹvâ ḩasm ve fasl olunur; yukâlu: شَاهِدٌ مَقْنَعٌ وَقُنْعَانٌ أَيْ رَضِيٌّ يُقْنَعُ بِهِ أَوْ بِحُكْمِهِ أَوْ بِشَهَادَتِهِ
اَلْمُقَنَّعُ [el-muḵannaʹ] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Başına tolga giymiş adama denir, migfer-pûş maʹnâsına; yukâlu: رَجُلٌ مُقَنَّعٌ إِذَا كَانَ عَلَيْهِ بَيْضَةُ الْحَدِيدِ
اَلْمُقْنَعُ [el-muḵnaʹ] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) Dişleri iç yüzüne doğru eğri olan ağza vasf olur; yukâlu: فَمٌ مُقْنَعٌ إِذَا كَانَتْ أَسْنَانُهُ مَعْطُوفَةً إِلَى دَاخِلٍ
اَلْمِقْنَعُ [el-miḵnaʹ] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) ve
اَلْمِقْنَعَةُ [el-miḵneʹat] (مِكْنَسَةٌ [mikneset] vezninde) Hatunların baş örtüsüne denir ki çar taʹbîr olunur; yukâlu: تَقَنَّعَتْ بِالْمِقْنَعِ وَالْمِقْنَعَةِ وَهِيَ مَا تُقَنِّعُ بِهِ الْمَرْأَةُ رَأْسَهَا
اَلْمُقَنَّعُ [el-muḵannaʹ] (mîm’in zammı ve nûn’un fethi ve teşdîdiyle) Şol kimsedir ki başına tolga giymiş ola.
اَلْمُقْنَعُ [el-muḵnaʹ] (mîm’in zammı ve nûn’un fethiyle) ʹÂdil olan şâhiddir; yukâlu: شَاهِدٌ مُقْنَعٌ أَيْ رَضِيٌّ يُقْنَعُ بِهِ Ve
مُقْنَعٌ [muḵnaʹ] Şol ağza derler ki dişleri içeriye mâ΄il ola.
اَلْمِقْنَعُ [el-miḵnaʹ] ve
اَلْمِقْنَعَةُ [el-miḵneʹat] (mîm’in kesri ve ḵâf’ın sükûnu ve nûn’un fethiyle ikisinde dahi) Şol bezdir ki ʹavret onunla başın örter.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı